gece eksilebilir, eksilmez tanıdık yüzüne susuzluğum
doğrul sorgusuz, korkusuz gözlerinle konuş gel
ben gözlerini tanırım senin
bu gece oturup seni özledim
ay doğruldu
su duruldu
örttün mü perdesini penceremizin?
şimdi yüreğime su taşıyan sesini sessizlik çaldı
yüzünde gölgelenmiş bayat bir hüzünle
senin sesin, hasretin
ve gözlerin bana emanet kaldı
gözlerin yıllanmış şarkılar kadar yalnız
terli ve suskun akşamlar gibi yorgun
gibi ürkekti senin.
/şimdi parmaklıkların perdesi ışık
sevgilim
sevgilim
sevinci savrulmuş haldaş gözlerin/