Ne zaman onu düşünsem sektirmeyen muşta, içe dönük gönül burcunda doğanlardandı çıktığında yola, vakitlerden kırlangıç yıldızların adsız kervanları için tutulan defterlerde adına rastlandı çok sonra ipek örtülere bürünmüştü mağrur ve vahşi ne yapsa sığmaz artakalırdı
çocuktum, yollarına çıkardım başımı okşar geçerdi, esmerdi elleri belki ona sebep ben en çok esmer sözcükleri sevdim oysa onları okşayacak zamanı olmadı acıkmış gözleri yıldızlara bakıyormuş bir dere kenarında bulduklarında onu vuran mermi benim de bir yerim kaldı