güz, nefti dolaklarını kuşanır da gelir yaprağın fetrete düştüğü zaman
sen ey yaz günlerini top top ak çuhaya tebdil eyleyip ve bir solgun gülümseme olarak eğnine giyen şaman
buyur otur şeyhim samanyollarının ilik sedirine uzan uzun, görklü ve sof yüzünü bizden yana döndür bize buğdayın ateşini gözlerin tımarını ve hüznün varidatını anlat
elini elimize dokundurmadan
sen ki öldüğü yere bir kök sümbül bırakır gibi usulca sevdalar bırakan ovaların ve kartalların musahibi
ne zaman diye sorma, ne zaman yaprağın fetreti gülün kıyamına gülün kıyamı ağacın isyanına dönerse iste o zaman
mübalağa akşam olur güz, nefti dolaklarını çıkarır da gelir