hüzün ki en çok yakışandır bize belki de en çok anladığımız
biz ki sessiz ve yağız bir yazın yumağını çözerek ve olumu bir kepenek gibi örtüp üstümüze ovayı köpürte köpürte akan küheylan ve günleri hoyrat bir mahmuz ya da atlastan bir çarkı felek gibi döndüre döndüre bir mahpustan bir mahpusa yollandığımız
biz, ey sürgünlerin Nazımı derken tutkulu, sevecen ve yalnız gerek acının teleğinden ve gerek lacivert gergefinde gecelerin şiiri bir kus gibi örerek halkımız, gülün sesini savurup bir türkünun kekiğinden tüterken der ki, böyle yazılır sevdamız
hüzün ki en çok yakışandır bize belki de en çok anladığımız